İstanbul
Dernekten meydana getirilen açıklamaya göre, "Dünya Böbrek Günü" hasebiyle Türk Nefroloji Derneği kabilinden "Koruyucu Nefroloji" temasıyla planlı matbuat toplantısında, kronik böbrek rahatsızlığına minval açan riziko faktörleri ile böbrek fonksiyonunu korumada er tanının önemi ele alındı.
Toplantıda mütekellim Yıldız, kronik böbrek hastalığının ehemmiyetli müşterek maşer sağlığı problemi bulunduğunun altını çizdi.
Prof. Dr. Yıldız, Türkiye'de 70 binin üstünde diyaliz, kestirmece 20 bin yöresinde böbrek nakli tedavisi gören ati basamak böbrek yetersizliği hastası bulunduğu belirterek, "Ancak derneğimiz kabilinden meydana getirilen Kronik Böbrek Hastalığı Prevalans Çalışması'nda (CREDIT) da gösterildiği kabil bundan aşırı hâlâ erdemli oranda, toplumda rastgele 6-7 insandan birinde er basamak kronik böbrek hastalığı mevcut. Bu hastalar gelecekte diyaliz hastası olma adayı. Çoğunun klinik şikayeti bulunmayan ve bir fazla aşırı hastalığın varlığından habersiz. Bu durum, kaslı Avrupa ve Amerika vatanlarında de ayrımsız şekilde." bilgisini verdi.
Yıldız, er kişileştirme ile hastalığın ilerleyişinin yavaşlatılabildiğini ve ara sıra durdurulabildiğini kaydetti.
"Ülkemizde 20-80 gözyaşı aralığında kestirmece 7 milyon şeker hastalığı hastası var"
Türk Nefroloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Elif Arı Bakır da 2021'de evren genelinde şeker hastalığı yaygınlığının 537 milyon bulunduğunun kestirim edildiğini aktardı.
Gelecek senelerde artışın bitmeme etmesinin ve 2045'te sayının 783 milyona çıkmasının beklendiğini dile getiren Bakır, "Ülkemizde ise 20-80 gözyaşı aralığında kestirmece 7 milyon şeker hastalığı hastası bulunduğu biliniyor. Bu rakam, kart Türk nüfusun yüzdelik 15'i anlamına geliyor. Başka müşterek deyişle rastgele 8 insandan 1'i şeker hastalığı hastası." ifadelerini kullandı.
Diyabet teşhisi alındığı andan itibaren kan şekeri kontrolü sağlanamazsa, erdemli kan şekerinin seneler içinde kalp, böbrek, beyin, delik ve topu topu huy sistemini perişan edeceğini özetleyen Bakır, diyabete ilişkin kronik böbrek hastalığının da bu halde ortaya çıktığını kaydetti.
Yüksek kan şekerinin, böbrek damarlarının metin iç yapısını değiştirerek böbrek fonksiyonlarını arka döndürülmesi beklenir olamaz halde bozduğunu, proteinüri (idrarda normalden hâlâ erdemli oranda protein bulunması) ve kronik böbrek rahatsızlığına illet bulunduğunu özetleyen Bakır, diyaliz hastalarının kestirmece yüzdelik 40'ının şeker hastalığı hasebiyle böbreklerini kaybettiğine dikkati çekti.
"Yüksek tansiyonu bulunan herkeste böbrek hastalığı olma ihtimali vardır"
Türk Nefroloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Arıcı ise böbrek hastalarında en yoğun tanıdık problemlerden birinin erdemli potansiyel farkı bulunduğunu belirtti.
Rahatsızlığın er etabında hastaların yüzdelik 30-50'sinde hipertansiyon görülürken, illet ilerledikçe bu oranın yüzdelik 80-90'lara yükseldiğini özetleyen Arıcı, şunları kaydetti:
"Bu sebeple erdemli tansiyonu bulunan herkeste böbrek hastalığı olma ihtimali vardır. Hipertansiyonu bulunan kişilerde, yılda minimum müşterek kat böbrek sağlığı açısından muktezi incelemelerin yapılması faydalıdır. Bu hastaların potansiyel farkı kontrollerinin hâlâ güzel yapılabilmesi açısından böbrek rahatsızlıkları uzmanlarına yönlendirilmeleri akıllıca olur. Tansiyon ve böbrek hastalarının sodyum klorür tüketimlerini kesinlikle azaltmaları gerekir. Bunun birlikte ülküsel kiloda olmak, derneşik idman yapmak, kötü ve mamullerini kullanmamak ve stresi dökmek da potansiyel farkı kontrolünde önemlidir."
"Sağlıklı Böbrek Sağlıklı Hayat" gezgin tırını görüşme edenlerin yüzdelik 51'inde böbrek hastalığı riski belirleme edildi
Toplantıda, derneğin "Sağlıklı Böbrek Sağlıklı Hayat" projesi kapsamında Ankara, İstanbul ve İzmir'i gezen tırını görüşme edenlerin lüzum tahlili ve gerilim ölçümlerinden elde edilmiş neticeler da paylaşıldı.
Ankara, İstanbul ve İzmir'de 989 eş ve 2009 beyden oluşan 2 bin 998 katılımcıya meydana getirilen testler neticesinde, iştirakçilerin yüzdelik 51'inde kronik böbrek hastalığı riski belirleme edilirken, yüzdelik 18'inin ise orta-yüksek riskli hastalar bulunduğu görüldü.
Öte yandan, 1531 insandan oluşan topu topu riskli iştirakçilerin sayısı hanımlarda 475, baylarda 1056'yken, 938 insana meydana getirilen potansiyel farkı takdir tutanağına uyarınca de erdemli potansiyel farkı ölçümlenenlerin hep katılımcıya payı yüzdelik 31,29 oldu.
