İstanbul
İklim değişikliğinin insanoğlu beynine etkilerine bağlı AA muhabirinin sorularını cevaplayan Beyin Sağlığı ve Hasta Derneği (BEYİNDER) Onursal Başkanı Prof. Dr. Ahmet Taşkın Duman, havanın yapısı, kullanılabilir su miktarı, suyun özellikleri, zirai üretimin etkilenmesi, başka çevresel varlıkların kalitesinin bozulması kabil iklim değişikliği sonuçlarının aksi etkilere defa açtığını söyledi.
Duman, "Bunlar iklim değişikliklerinin insanoğlu sağlığı üstünde bilvasıta tesirleri namına onama edilmektedir. Ancak sonuç yıllarda mevzuya bağlı değişik yoğunlaşan araştırmalar, iklimsel değişimlerin enerjik dokuları aracısız etkileyerek ortaya çıkardığı aksi etkilerini detaylı namına ortaya koymaktadır." niteleyerek konuştu.
İnsan beyninin, can dünyaya vardığında hâlâ gelişimini tamamlamış bulunduğunu özetleyen Duman, şu biçimde bitmeme etti:
"Beynin ne biçimde gelişeceğini, esas olarak, kalıtım bilimi ve çevresel faktörler belirler. Her müşterek çevresel faktörün akıl gelişimi üstünde değişik yönlerde tesiri bulunur. Kişilerin felç nakil riskinin güneş içi hararet farkının müşterek tomar bulunduğu yıllarda şimdi efdal bulunduğunu Türkiye'de yaptığımız müşterek çalışmayla belirledik. Aşırı hararet artışı, zihnî performansı ve hafızayı da aksi etkilemektedir. ABD'de meydana getirilen müşterek araştırı kararında akıl kanaması riskinin barometrik tazyik değişimlerinden etkilendiği anlatım edilmiştir. 2 milyon denli ferdin verilerinin çözümleme edilmesi sonucunda, hararet artışı ile zihnî keyif problemlerinde de artım bulunduğu yazanak edilmiştir. Aşırı düzeydeki iklimsel hadisat ile aceleci travmatik ruhsal gerilim bozukluğu, töhmet davranışı ve hab bozukluklarının arttığı belirlenmiştir."
Günümüzde küresel ısınma, yağmur düzenlerindeki tebeddülat ve baş döndürücü iklim vakalarında artışla kendisini yayınlayan iklim değişikliğinin küresel müşterek yıldırma durumuna geldiği, ilkin kalan sıcaklık-azalan yağmur dengesinin hayati riskler oluşturduğu uyarısında mevcut Duman, ısı değişimlerinin, nice ayrımlı mekanizmayla beyinde fonksiyonel bozukluğa defa açtığını, sıcaklıklardaki baş döndürücü artışların beyinde kan akımının azalmasına hastalık olduğunu, ısı stresinin beyin-omurilik sıvısının yapısını bozduğunu ve beynin erke mekanizmasının işleyişinin de efdal ısıdan aksi etkilendiğini vurguladı.
"Çocuklar ve gençler riziko altında"
BEYİNDER Başkanı Prof. Dr. Derya Uludüz de, bünyenin metin müşterek sıcaklığı arkalamak düşüncesince kendini aldığı kadar soğutamadığında ısı stresi meydana geldiğini, bunun da kognitif bozukluğa hastalık olduğunu, hamam havalarda sert aşkın insanoğlunun kendini aksi hissettiğini ve baş döndürücü sıcaklığın zihnî sağlığı aksi etkilediğini belirtti.
Isıya aşkın müşterek tomar maruz kalmanın beyne kan akışı ve müvellidülhumuza geçişinde azalmaya defa açtığını anlatım fail Uludüz, "Yüksek sıcaklıklarda, kan-beyin bariyeri bozulmaya başlar. Böylece beyinde istenmeyen proteinler ve iyonlar birikerek iltihaplanmaya hastalık mümkün ve alışılagelen işleyişi bozar. Ayrıca, beden aşkın ısınırsa hem cilde kan akışı aynı zamanda terleme durabilir, bu vaziyette beden ısısı yükselir ve akıl hücreleri arka dönüşü sıfır hasar görür." niteleyerek konuştu.
Küresel ısınmadan yaşlıların birlikte evlatların ve ergenlerin de aksi etkilendiğini ayraç fail Uludüz, "Çocuklar önemsiz yetişkinler değildir. En müşterek tomar riziko altında olanlar, otopark etmiş araçlardaki önemsiz dallar ve senenin en hamam günlerinde spor önleyen ergenlerdir." ifadesini kullandı.
Uludüz, baş döndürücü sıcaklarda dallar düşüncesince katılması müstelzim önlemleri şu biçimde anlattı:
"Çocukların vücutlarının arak üretimini çoğaltması ve hamam müşterek ortama alışması yetişkinlere uyarınca şimdi levent boylu sürüyor. Küçük dallar başkaca beden ağırlıklarının şimdi şişman müşterek yüzdesi su bulunduğu düşüncesince dehidrasyona şimdi duyarlıdır. Bebekler ve önemsiz çocuklar, azda olsa ne devir şimdi müşterek tomar su içmeleri, kıyafetlerini ne devir çıkarmaları icap ettiğini bilemedikleri düşüncesince beden ısılarını organizasyon dair şimdi müşterek tomar dava yaşarlar. Ebeveynlerin ve öğretmenlerin bu manada tedbir alması önemlidir. Çocukların ne denli su tükettiklerini gelmek ve istemeden geçmiş onları içmeye heveslendirme kılmak gerekiyor. Su isteği, bünyenin filhakika susuz kaldığını gösterir. Çocukları açıkça renkli, geniş kıyafetlerle giydirmeli, en hamam saatlerde dışarıda geçirilen tarihi sınırlandırmalıyız. Ayrıca klimalı yerlerde bulunmak, serin müşterek banyo gerçekleştirmek yahut yüzmeye kullanmak kabil serinlemenin yollarını arayın."
"Beyin baş döndürücü ısıya maruz bırakıldığı zaman, ölüm gerçekleşebilir"
Medipol Sefaköy Üniversite Hastanesi Nöroloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Nicer Korkut Bıçak ise küresel ısınmanın beyne etkilerinin ağır boyutlara ulaşabileceğini belirterek, "İnsan vücudu baş döndürücü ısıya maruz bırakıldığı devir beyinde hipotalamus ismi maruz semt etkilenerek kanın deriye gitmesine hastalık bulunan doğa genişlemesi kısaca vazodilatasyon tetiklenir." dedi.
Bu vaziyette başka organlara gitmesi müstelzim kanın azaldığına ve iskemi kısaca beynin gereksinim duyan müvellidülhumuza ve glukozun azalması kabil sonuçların geliştiğine dikkati çekici Bıçak, şunları söyledi:
"Diğer organlarda bulunduğu kabil akıl de baş döndürücü ısıya maruz bırakıldığı devir etkilenir. Ancak akıl dokusu bu tip iskemik vaziyetlere başka organlara kıyasla şimdi çabuk ve arka dönüşsüz tepkiler verebilir. Kan-beyin bariyerinin bozulması dokuncalı toksinlerin beyne sızmasını ve dokuncalı toksinlerin beyne geçmiş olmasına müsaade vererek nörotoksisiteyi; sistemik yangı ise akıl damarlarındaki pıhtılaşma eğilimini arttırır. Bu durumun beyindeki tesirleri hamam çarpması, yarım baş ağrısı akış sıklığının artması, uyanıklık ve konsantraston güçlüğü kabil şimdi geniş etkisinde bırakır olabildiği kabil ısının ağır boyutlara eriştiği hallerde felç riskinde artış, koma durumları, tekrarlayan ve durdurulamayan nöbetler üste ölüm gerçekleşebilir."
