Malatya
İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Ergen, önce depremin arkası esna benzeri ve üç çocuğunu arabada bırakarak hastaneye ulaştı.
Kent sakinleri kadar afetten etkilenen sağlıkçılarla enkazdan katışıksız çıkarılanlara müdahalede mevcut Ergen, günlerce ailesinden uzak, fedakarca onma olmaya hız etti.
İkinci depreme acele bölümünde yakalanan Ergen ile meslektaşlarının, ameliyata kullanmak az daha sedyede mevcut hastayı tutmaları ve sarsıntının bitmesiyle uzaklaşmaları asayiş kamerasınca kaydedildi. Ayrıca yaşanmış bulunan ürkü de kayıtlarda toprak aldı.
Doç. Dr. Emre Ergen, AA muhabirine, depremle uyandıklarını, hemen sonra benzeri ve çocuğunu binadan hariç çıkardığını söyledi.
Ailesinin araçta kaldığını, 13 kilometrelik mesafeyi kestirmece dü saatte ilerleyerek hastaneye ulaştığını özetleyen Ergen, meslektaşlarının da hastaneye geldiğini belirtti.
Ergen, yıkılan bölgeleri öğrenmeye ve yakınlarına ulaşmaya çalıştıklarını, vakit 05.30'da da yaralıların hastaneye gelmeye başladığını dile getirerek, laflarını şöyleki sürdürdü:
"Zor müşterek durumdu. Bir taraftan kendinizi ve ailenizi düşünüyorsunuz. Hastanede elimizden geleni hazırlamaya çalıştık. Gelen hastaları müşterek yakınımızmış kadar değerlendirdik. Belki de katabolizma karşısında bizim yaptığımız ıvır zıvır müşterek şey. Bu süreçte kestirmece 300 hastaya dahil ettik. Ölümlerin ve kayıpların beraberinde ıvır zıvır müşterek nicelik görünüyor belki. Burada etkin etraflı arkadaşlarımız 'karıncanın ateşe taşımış olduğu su misali' kadar çalıştı. Büyük müşterek emekle sorumluklarını adına getirdi. Deprem sürecinde kılıç de elimizden geleni hazırlamaya çalıştık."
"Çocuklarımı 13 güneş görmedim"
Sürekli kişilere asistan olmaya çalıştıklarının altını çizen Ergen, "Çocuklarımı 13 güneş görmedim. Çocuklarım aşırı gerçek müşterek sarsıntı yaşadı. 'Baba ne devir geleceksin, güzel misin? Sakın içerde yatma.' diyorlardı. İki depremi de yaşadılar. Onlara avunan vermeye çalıştım. Evimiz ihtimal hasarlı ancak aşırı şükür çöküntü altında kalmadık. Kendimizi kurtardık." dedi.
Ergen, evlatlarının Sivas'ta okula başladığını, buradan az buçuk ırak kalmalarını istediğini anlatarak, "Yanlarında değilim. Buraya müşterek müddet gelmelerini istemedim zira bu şehri bu biçimde görmelerini istemedim." niteleyerek konuştu.
"İlk ağladığım hastalanmış benim oğlumun yaşındaki müşterek çocuktu"
Çocuk hastaların kendisini imdi müşterek tomar etkilediğine ayraç fail Ergen, şunları kaydetti:
"Benim üç çocuğum var. İlk ağladığım hastalanmış benim oğlumun yaşındaki müşterek çocuktu. Sol ayağı enkazda kalmıştı. Sağ kolu ikinci adım hasar görmüştü. O çocuktan aşırı etkilenmiştim. Vakit geçtikçe bu çeşit hastaların imdi müşterek tomar bulunduğunu gördük. Bir taraftan kendinize bilgili olmaya çalışıyorsunuz, başka taraftan ise yanımızda bulunan asistanları motive etmeniz gerekiyor. Herkesin ailesi ayrımsız durumda. Ben kişi çocuklarımı düşünüp görevden kaçsaydım ihtimal de benimle etkin canlı asistanlarımız tam motivasyonu gösteremeyecekti. O nedenden dolayı zeki olmaya çalıştık. İş disiplinini bozmamaya çalıştık."
Yetişkin acele bölümünde kalburüstü doktorların aşırı çalıştığını dile getiren Ergen, "İkinci deprem esnasında bitmeme fail üç ameliyatımız vardı. Ameliyat başlamadan hastanın bir tanesi doktor arkadaşlara, 'Burası yıkılacak, kaçın, kendinizi kurtarın.' demiş. Hastanemiz depremleri hasar almadan atlattı. Kurumumuzu ve şehrimizi toparlamak düşüncesince elimizden geleni hazırlamaya çalışacağız." ifadelerini kullandı.
Ergen, ikinci deprem esnasında çöküntü altından çıkarılan müşterek hastalarının bulunduğunu, katışıksız bacağının gerçek biçimde parçalandığını ve bilincinin bağlı bulunduğunu anlattı.
O hastayı ameliyathaneye azaltmak düşüncesince acele bölümünde hali birleştirme ettiğini tamlayan Ergen, laflarını şöyleki tamamladı:
"Bir arkadaşımız hastanın başındaydı. Anestezi doktoru Neslihan Altunkaya Hoca ile telefon görüşmesi yapıyordum. Hastayı ameliyathaneye indireceğimizi bildirmeye çalışıyordum. O esna hocamız deprem bulunduğunu dediğinde deprem şiddetlendi. O esna doktor ve başka ihvan hastaya dahil ediyorlardı. Onlar o esna hastanın adına kapandılar. Bu, fariza bilinci. Kaçmadan hastayı korudular. Deprem geçtikten sonraları hastayı ameliyathaneye indirdik, demin sağlığı yerinde. Biz de bunun düşüncesince mutluyuz."
