Sakarya
Lösemi tedavisi gören müşterek çocukla tanışan Akar, halden etkilenerek topluluk kurmaya değişmeyen verdi.
Eşinin de yardımıyla 4 Şubat 2003'te Lösemili Çocukları Koruma Derneğini kuran Akar, almış olduğu terbiye bilimi bilimi ve meydana getirdiği çalışmalarla hâlâ serbest alanlara erişmek yerine derneğin ismini Lösemi ve Kanser Hastaları Sağlık Eğitim Derneği (KANSERDER) şekilde değiştirdi ve 2009 senesinde Avrupa Birliği Kanser Hastaları Koalisyonuna da örgen seçildi.
Nihal Akar, dokunmabana zımnında hastanede ölüm kılmak kıl payı bulunan eşinin elinden tutarken müşterek taraftan da o anda mevrut telefonda vaziyeti ağırlaşan müşterek dokunmabana hastası düşüncesince kan anımsamak düşüncesince mücadele etmiş olduğu anı hafızasından silemiyor.
KANSERDER Yönetim Kurulu Başkanı Akar, AA muhabirine, şahıslara dokunmak, sorunlara hal üretebilmek, hasta, hastane, hekim ortada güreşçi köprüsü oluşturabilmek düşüncesince mücadele ettiklerini söyledi.
Lise yıllarında babasının kansere yakalanmasıyla bu hastalıkla tanışan Akar, bu süreçten evvela kanserin ne işe yaradığını bile bilmediklerini ve müşterek yılbaşı gecesi babasını kaybettiklerini anlattı.
Okul eş donanmasında fariza meydana getirdiği tam lösemili müşterek evladı tanımasının bu yola çıkacak dönemini başlattığını, bu çocuktan aşırı etkilendiğini tamlayan Akar, "Elimi tuttu, sımsıcaktı, ona hediyeler verdim. 'Teyze haydi bizlere gidelim.' dedi. Onunla o yola çıktım ve müşterek hâlâ gelişememiş dönmedim. Bugün de KANSERDER'deyiz." dedi.
Akar, eşinin yardımıyla kurduğu derneğin geçmiş üyesinin de okulda tanımış olduğu bebek bulunduğunu anlatarak, "Derneğimizi müşterek müddet sonraları arsıulusal boyutlara taşıdık. Avrupa Birliği Kanser Koalisyonundan bizlere umumi kurula katılmamız düşüncesince öneri geldi. Münih'te 60 ülkeden 130 derneğin toprak almış olduğu kurultaya katıldım. Kuruluş hikayemiz onları etkiledi. Orada tamamı oyları alarak eş üyelikte toprak aldık." sanarak konuştu.
"Bir sahn giderken ötekinin kurtulmasına fırsat olduk"
Bu süreçte kanserden eşini kaybettiğini tamlayan Akar, yaşadıklarını şöyleki anlattı:
"Bu aşırı çetin müşterek dönemdi. Ben hastalarımın beraberinde da çelimli olmalıydım. Derneği de ayakta tutmalıydım, eşimin de beraberinde olmalıydım. Doktorlar müşterek gün belirledi, eşimin ölüm haset belliydi. Onu kaybetmem beni gelişememiş aşama attırmadı, hâlâ aşırı tetikledi. Eşim vefatına müşterek hafta kala, 'Nihal hanım, ölene kadar, güçlükle yettiği denli koş. Güzel adımlar attık, bahçelerde ne tohumlar yeşerdi müşterek bilsen...' dedi. Acımla üzüntümle o kullanmakta olanları eksiltemezdim. Eşimin akıbet anlarını umuyoruz dualarla, telefonum çaldı, Antalya Akdeniz Üniversitesinde müşterek ata 'Çocuğuma 3 birim kan lazım, Nihal bacı çocuğum gidiyor.' dedi. Ben eşimin elini tutuyorum. Antalya Emniyetini aradım polisleri yönlendirdik ve o tam ego eşimi kaybettim. Bayılmışım, beni görme odasına almışlar bacı bayan geldi, 'Nihal bacı kendine gel bak afsun geldi.' dedi. Baba yeniden arayıp, 'Allah razı olsun 5 manşet geldi, kan verdi çocuğum yaşama döndü.' dedi. Bir sahn giderken ötekinin kurtulmasına fırsat olduk."
Akar, kısıtlanmış imkanlarla hastalara hoppadak afiyet açısından değil, içtimai ve maddesel manada da dayanak olmaya çalıştıklarını belirterek, vaziyeti olanları bu hastalıkla mücadele edenlere müteveccih meydana getirilen çalışmalara hâlâ duygulu olmaya çağırma etti.
Bu hastaların asal sıkıntılarının art planda ve içtimai boyutta bulunduğunu vurgulayan Akar, Meclis'te dokunmabana komisyonu kurulmasını istediklerini bildirdi.
Kanserin polip kabil değme daldan insanı etkileyebildiğini vurgulayan Akar, laflarını şöyleki tamamladı:
"İnsanlar ayda 20 dakikalarını derneğimize ve bu hastalara ayırsalar aşırı farkı müşterek evren görecekler. Tüm acılara karşın ego hala burada koşturuyorsam burada aşırı iyi semaya yükselen dualardan çoğalma alıyoruz. İyileşen müşterek parasız haberi aldığımızda seviniyor, sefa havasına giriyoruz. Kanser müşterek iri okyanustur. Kanser hastası bu okyanusa sakıt yüzme bilmeyen, parasız yakını da hastasıyla bu arada kere bulmaya çalışan... Biz de KANSERDER şekilde bu okyanusa sakıt şahıslara yüzmeyi öğretmeye çalışan, cankurtaran simidi atan... Kıyıya çıktığında yaşama tutunma rehberliğini yapıyoruz. İşimiz bu denli çetin ve kutsal."
