USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Yaşam

Mesleğinde gayrisıhhi asrı deviren gazeteci Hakkı Öcal, emektar ve acemi medyayı anlattı

Gazetecilik işinde gayrisıhhi asrı geride bırakan Hakkı Öcal, webin yaygınlaşmasıyla gazetecilik mesleğinin kavkı değiştirdiğini, toplumsal medyanın, habere müteallik doğrulama mekanizmasını ortadan kaldırdığını söyledi.

Mesleğinde gayrisıhhi asrı deviren gazeteci Hakkı Öcal, emektar ve acemi medyayı anlattı
10-01-2023 13:09
İstanbul

Gazetecilik mesleğine 1950'li yılların ortalarında ailesinin namına armağan etmiş bulunduğu ışık makinesi ve o devre yaşanmış olan hadisat dolayısıyla uyanıklık duyan, lisede mektep gazetesi çıkaran ve 1968 senesinde Hürriyet gazetesinde cümle yaşamına atık Hakkı Öcal, devir boyunca canlı cümle yaşantısını bilimsel nitelikli boyuta taşıdı.

İbn Haldun Üniversitesi İletişim Fakültesinde bilimsel nitelikli vazifesini yürüteç Doktor Öğretim Üyesi Öcal, gazetecilik tutkusunu bugün halen özellikle millî ve arsıulusal diplomatik mevzuları ele almış bulunduğu gazete köşesinde sürdürüyor.

Türkiye'de aşırı ünlü medyanın 60'lı zamanlarda oluştuğunu tamlayan Öcal, 1970-1980'li zamanlarda çurçur da olsa muhaliflerin sesinin duyulmaya başlandığını söyledi.

Meslek hayatında yaşamış bulunduğu zorlukları özetleyen ve gazeteciliğin geçmişten günümüze sıkıca ortak cümle bulunduğunu dile getiren Öcal, "Gazetecilik umumi çizgileriyle baktığınız devir bedava ortak cümle değildir. Gecesi yok, gündüzü yok, aylığı da erdemli değildir. Bu meslekte kişi nikahına yetişemeyen, kişi çocuğunun doğumuna yetişemeyenlere balya gelebilirsiniz." dedi.

"Üreten ile tüketen arasındaki çizik kayboldu"

Gazeteciliğin bugününü dününden ayıran ehemmiyetli gelişmelere dikkati çekici Öcal, teknolojiyle baş başa dijitalleşen medyada her insanın "gazeteci" bulunduğunu dile getirdi.

Sosyal iletişim araçları öncesinde gazetecilerin üretici, okuyucuların, dinleyenlerin yada izleyenlerin ise mahveden bulunduğunu vurgulayan Öcal, "İnternet ortamının doğması, haberleşmenin umumi ağ boyunca yapılması, gazeteciliği yeniden sona değiştirdi. Üreten ile tüketen arasındaki çizik kayboldu. Şimdi üreten de tüketiyor, tüketen de üretiyor. Sosyal iletişim araçları niteleyerek ortak nesne var, hepsi gazeteci. İsteyen istediği haberi yazıyor. Gazetecilik okuluna gittiğinizde yada cümle içerisindeki eğitiminizde size ikinci elden, üçüncü dolaysız tasdik etmek, doğrulatmak derece kimi kavait öğretilir. Bu kuralların hiçbirisini öğrenmemiş insanlar, ellerine ortak bilgisayar, ortak telefon geçirdiklerinde 'gazeteci' oluyorlar ve sav üretmeye, sav aktarmaya başlıyorlar." niteleyerek konuştu.

Sosyal iletişim araçları kullanımının yaygınlaşmasıyla geri oruçlu kişilerce servis edilen, uydurma bilgilerle kundak açılan haberlerin çoğaldığını tabir fail Öcal, "Kimse ne aktardığının bilincinde değil, aktardığı mevzunun sorumluluğunu taşımıyor. Hükümetler tılsım adına tılsım alıyorlar fakat önlemenin olanağı yok, zira önlenemez biçimde yayılmış ortak durum." değerlendirmesini yaptı.

Sosyal medyanın ortaya çıkması ve yaygınlaşmasının sanılanın bilakis esas iletişimi zayıflattığını aktaran Öcal, "Sosyal medya; haberi okuyan, dinleyen yada izleyenlere gerçeği yanlıştan açmak külfeti getirdi. Eskiden de ortak uydurma vardı: 'Doğru sav ayakkabısını giyene denli köksüz sav memleketi dü el dolanırmış.' anca derlerdi. Şimdi bu demin da hızlandı. Siz demincek toplumsal medyada ortak nesne görüyorsunuz, fikriyatı size uyuyorsa aceleten paylaşıyorsunuz. Doğru mu köksüz mı kem mi niteleyerek arama etmek, tasdik geçirmek yok. Niye? Tüketici anca ortak şeyin zorunluluğunu bilmiyor. Sosyal medya, tasdik mekanizmasını ortadan kaldırdı. Çünkü yayan, yayımlayan ve paylaşan insanoğlu hakeza ortak ıztırar bulunduğunun bilincinde değiller." niteleyerek konuştu.

Öcal, meslekteki gelişmelerin, akla yatkın kullanılması biçiminde yarayışlı olacağının altını çizerken, umumi ağ tabanlı gazeteciliğin başlangıçtaki maksadının dezenformasyon değil, yayıncılığı kolaylaştırmak bulunduğunu kaydetti.

"İnsanoğlu zamanı kaydını internete dengesiz etmez"

Teknolojik gelişmeler yardımıyla bundan sonraları şahısların habere erişmek düşüncesince 24 sayaç beklemediğini hatırlatan Öcal, "Artık çektiğin ışık karesini 'paylaş' düğmesine bastığın an gönderebiliyorsun. Dolayısıyla bu bizim düşüncesince en şişman kolaylık. Bu bizim toplumsal medyayı mevcut ika sebebimiz. Ben bu iletişimi gördüğüm anda gözlerim parladı, luktan havalara uçtum. Niye? Çünkü bu direkt doğruya toy ortak gazeteciliğin kapısını açıyordu. Bu bahsettiğim 1984-1985'lerde oldu. İnternet tabanlı haberleşme, gazetecilikte ortak devrime minval açtı." dedi.

Meslekte makbul ekipmanların mevsim bilimsel gelişimini "gazetecilik düşüncesince şişman kazanç" şekilde değerlendiren Öcal, basma gazeteciliğin biteceği tartışmalarına katılmadığını, âdem mevcut bulunduğu sürece kayıtlı medyanın da neşriyat yaşamını sürdüreceğine inandığını söyledi.

Yazılı basının geleceğe doküman bıraktığına dikkati çekici Öcal, şunları söyledi:

"Bunca sene insanoğlu tecim yapmış oldu fakat 'bono' denen nesne ortadan kalkmadı. Çünkü âdem güvenmiyor kimseye. İnsanoğlunun tabiatı değişmediği sürece tığ arasında ortak tez olsun isteriz. Bu tez da kayıtlı basındır. The Washington Post'un tepesinde yazardı eskiden, 'Bu gazete gün düşüncesince ortak kayıttır.' diye. Sonra değiştirdiler onu fakat öyledir, kayıtlı basın, iletişim araçları geleceğe ortak eşya düşmektir. İnsanoğlu zamanı kaydını internete dengesiz etmez. Dolayısıyla kayıtlı matbuat nazar boncuğu devir ölmeyecektir, yaşayacaktır."

Medya kurumlarının büyüdüğünü, fakat bununla elverişsiz mütenasip biçimde emektar enerjisini yitirdiğini tamlayan Öcal, "Çünkü haberciliğin, haberin göreli önemi azalıyor. Siz ortak nesne yazdığınız devir toprak yerinden oynamıyor artık. İki dakika sonraları bunun tersini yazıyor insanlar. Dolayısıyla basının tesirinin tedricen azaldığını görüyoruz." ifadelerini kullandı.

Gazetecilere bazısı tavsiyelerde de mevcut Öcal, şunları kaydetti:

"Güzel yazı, dobra ifade, dobra tabir değme devir geçerli. İnsanoğlunu etkileyen ortak tane nesne dobra ifade, durumunda makbul kelimeler. Bir göstergeç izliyoruz, dört başı mamur muhabirler sözleşmiş gibi, 'bunu aktarmış olalım', 'bunun da altını çizelim', 'bunu da paylaşmış olalım.' Kardeşim bambaşka ortak nesne bilmiyor musun sen? Bilmiyor, zira kimesne Necip Fazıl okumuyor, nazar boncuğu kimesne Halide Edip okumuyor, nazar boncuğu kimesne Ahmet Hamdi'nin kapağını açmıyor. Niye? Çünkü vaktimiz namevcut o denli okumaya. Herkes internette gazeteci oluyor, ilgilendiren fakültelerde de gökçe yazın okutmuyorlar. Dolayısıyla dobra dil, dobra tabir ile alakası kalmayan ortak gazetecilik doğdu. Bütün güre gazetecilere okumalarını kaynak ederim, değme devir ellerinde ortak im olmasını öneririm."

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
E-GAZETE TÜMÜ
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Eski Günler