Kabil
Şii mezhebine mensup Hazara camiasının hararetli yaşamış yer aldığı Deşt-e Berçi Mahallesi, kalın pıtrak yıldırı saldırılarının gayesi oluyor. Kabil'in batısındaki mahallede 30 Eylül'de "Kac Eğitim Merkezi'nde" planlı intihar saldırısıyla tecrübe sınavındaki kızların amaç alınması, hepsi Afganistan'ı dikçe sarstı. Terör eyleminde 53 insan yaşamını yitirdi, saldırının kurbanlarından 46'sı doğacak hayalleri kuran canlı kızlardı.
Saldırıya Afgan camiası şişman tepkime gösterirken toplumsal medyada binlerce kullanıcı, "Hazara katliamını durdurun!" başlığıyla paylaşımlarda bulundu.
Hayatını kaybedenler hesabına kütüphane kuruldu
Saldırıdan çorlu kurtulan kızlar, bazısı devir saldırıya uğrayan ağırşak binasında bazısı devir da evlerinde ortak araya gelip yaşamını kaybeden arkadaşları düşüncesince yâd toplantıları düzenleyerek onlarla bu arada geçirdikleri elleme günleri yad ediyor.
Son şekilde kendisi de Hazara bulunan Halid Nura adlı girişimci, yaşamını yitiren canlı kızların anısını canlı tutabilmek düşüncesince harekete geçti.
Nura, Kabil'in batısındaki Kot-e Sengi Mahallesi'nde ismini amaç tahsil edilen kurstan almış yer aldığı "Kac Kütüphanesi"ni kurdu.
AA muhabirine mütekellim Nura ve vakaya kanıt bulunan canlı kızlar, yaşamlarını yitiren dostlarını katiyen unutmayacaklarını ve unutturmayacaklarını belirtti.
Bireysel çabasıyla kurduğu alçak gönüllü kütüphanesini giderek büyüteceğini tabir fail Halid Nura, kendilerine müteveccih şiddetin Hazaraları yıldırmayacağını, inançlarını ayrımsız bağlılıkla sürdüreceklerini söyledi.
Nura, patlama haberini almış yer aldığı hatırat şu biçimde anlattı:
"Bir anlığına gözlerim karardı. Varoluş ve namevcut işleyiş ortada karmakarışık olduğumu hissettim. Beynim döndü. İntihar saldırısının neymiş kulağımın dibinde gerçekleştiğini hissettim. Bana verdiği esans halini, ateşin kûhi ve hissi size bildirmek düşüncesince ne cümleleri kullanacağımı bilmiyorum. Depresyona girdim ve günlerce kendime gelemedim ve gelemeyeceğim."
Kütüphanenin herhangi ortak köşesinde kurbanların fotoğrafları bulunuyor
Kütüphanede kurbanların fotoğraflarının yer aldığı ortak hatırat köşesi bulunuyor. Buna ek olarak, gene kitaplar ortada raflarda kurbanların çerçevelenmiş fotoğrafları toprak alıyor.
Bilimden sanata, sanattan spora Farsça ve İngilizce 3 bine andıran kitabın bulunmuş yer aldığı kütüphane, herhangi ortak sabık gündüz iz bağışlarıyla genişliyor.
Özellikle sokağından sabık gençler, "Kac Kütüphanesini" görür görme engelli merakla içeriye giriyor, kitapları ve fotoğrafları inceliyor. Gençler, hakeza ortak girişimden duyduğu memnuniyeti dile getiriyor, kütüphaneye eşya yaptırıyor ve zat kitaplarını da kurbanların anısına buraya bağışlayacağını tabir ediyor.
Yaralı kurtulan kızlar, dostlarını yad ediyor
Sabrina Şerifi, Besire Fitret ve Fereşte Timuri de Kac Eğitim Merkezi'ndeki patlamanın mağdurlarından. Olaydan çorlu kurtulan canlı kızlar, "Kac Kütüphanesi'nde" buluştu ve dostlarıyla geçirdikleri elleme günleri andı.
Kızlar, hatırat köşesine güller bırakarak şem yaktı ve birbirlerine en içten oldukları dostlarının fotoğraflarını göstererek sıkıntılarını paylaştı. Ardından kütüphanenin hatırat defterine arkadaşlarına bağlı hatıralarını yazdılar.
Her üçü de olayın kendilerinde koyu izler bıraktıklarını belirterek, dostlarının anısını canlı avlamak düşüncesince bu kütüphaneye cemaat çıkacaklarını ve bildik herkesi buraya getireceklerini söyledi.
"O yapılmaksızın yaşayamam diyerek düşünüyordum"
18 yaşındaki Sabrina Şerifi, saldırıda ayrımsız kursta darülfünun sınavına hazırlanmakta bulunan dayısının kızı ve en andıran arkadaşı Şebnem Bahtiyari'yi kaybetti.
Şerifi, elan ilk de ağırşak civarlarında patlamaların meydana geldiğini kaydetti.
Kuzeninin ayrımsız sürede ortak numara sınıftan beri derslik arkadaşı bulunduğunu tamlayan Şerifi, patlamayı şu biçimde anlattı:
"Sınıfın uğrunda ortak insan belirdi. Düzgün ve ak pak ortak giysisi vardı. Bize desteğe mevrut bir tanesi bulunduğunu düşündüm. Yanımda oturan dostum ise 'Bizi öldürmeye geldi. Başını masanın dibine koy.' dedi. Başımı masanın dibine koydum ve yapabildiğim denli kendimi aşağılık çektim. O esnada 20'ye andıran gayz etti. Ondan sonraları patlamayı gerçekleştirdi. Patlama olunca gözlerim karardı. Her toprak beyaza büründü. Ne bulunduğunu tek anlayamadım."
Hayatını kaybedenler ile yaralıların bedenlerinin altında kalmış yer aldığı düşüncesince kendisinin kurtulduğunu tabir fail Şerifi, bilinci hesabına geldiği anda gözlerinin kuzeni Şebnemi aradığını fakat bulamadığını söyledi.
Şebnem'in iz okumayı ve foto yapmayı sevdiğini tabir fail Şerifi, kuzeni kendince şu ifadeleri kullandı:
"O yapılmaksızın yaşayamam diyerek düşünüyordum. En elleme dostlarımdandı. Hem yaşamda hem de derslerde beraberdik. Yaklaşık 1,5 sene tedarik okuduk beraber, okulu da bu arada bitirdik. Bazen o patlama anını rüyamda görüyorum. Vicdan azabı çekiyorum zira yaşamda kalması düşüncesince indinde olamadığım ve iane edemediğim düşüncesince kendimi başı yerde hissediyorum. Oradan kendimi çıkardım, onu çıkaramadım. Son çabucak indinde olamamam ve onu görememem en şişman acımdır benim. Çok zeki ortak kızdı. Yaşına layıkıyla baş döndürücü elan bilim sahibiydi. Psikolog iktisap buyurmak istiyordu. Her günümüzün biberli ve ağrı içinde geçtiğini, herhangi ortak gündüz patlamaların meydana geldiğini ve bu yüzden bu kısmı okuyup canlılık bilimsel manada karışık şahıslara iane buyurmak istediğini söylüyordu."
Kurbanların anısına ortak kütüphane kurulmasının kendisini baş döndürücü bahtiyar ettiğini dile getiren Şerifi, "Gittiler fakat bu, ortak akıbet değil. Her devir yanımızda olacaklar, kalbimizde yaşayacaklar. Gücümüzün yettiği anne denli onları yaşatalım." dedi.
Şerifi, kuzeninin düşlerini kendisinin gerçekleştireceğini, bu yüzden Kabil'de ortak üniversitede ruhiyat bölümünü kazandığını söyledi.
Hastanede caba saldırıya uğrayacağını düşündü
18 yaşındaki Besire Fitret de olayın tanıklarından. Fitret, sürekli sakatlanma ihtimali dolayısıyla doktorların kendisini cerrahi müdahale etmediğini ve vücuduna sadme fail parçaların halen çıkarılmadığını söyledi. Fitret, bu yüzden ağrılarının şiddetlendiği hallerde yürüme, habitat ve sol kolunu kullanmada zorluklar yaşadığını anlattı.
Deneme imtihanı sırasında tabanca sesleriyle irkildiğini kaydeden Fitret, kendisinin de kurban ve yaralıların altında kalmış yer aldığı düşüncesince kurtulduğunu söyledi.
Kaldırıldığı hastanede bile anbean birisinin gelip kendisini öldürmeye adım edeceğini düşündüğünü tamlayan Fitret, şu ifadeleri kullandı:
"Herkesi öldüreceğini düşündüm. Gözlerim kararmış oldu ve sonraları bilincimi yitirdim. Uyandığımda patlamanın meydana geldiğini ve her insanın kanlar içinde bulunduğunu gördüm. Daha sonraları bizi hastanelere götürdüler. Ben de kanlar içerisindeydim. Çok korkmuştum. Buradan çıkamayacağımı düşündüm. Tamamen umutsuzdum, ego de martir olacağımı sandım."
Olay kararı 12-13 salname en içten arkadaşları Hümeyra, Bahare, Vahide, Merziye, Alize ve Nergis'i kaybettiğini özetleyen Fitret, arkadaşlarından övgüyle lakırtı etti.
Fitret, "Bir karı kabilinden olmuştuk. 12-13 senedir arkadaş olduğum dostlarım o vakada yanımda oturuyorlardı. Mevcut hükümetten dirilik güvenliğimizi sağlamasını istiyoruz. Güvenlik eğer olmazsa pedagoji bilimi de olmuyor." dedi.
"Onların alternatifini bitmeme ettirmekte kararlıyız"
Fereşte Timuri de şu an sol kolunu kullanmakta zorlanıyor ve kulağı patlamanın etkisiyle dokunca gördüğünden duymakta engel çekiyor.
Saldırıda 7 andıran arkadaşını kaybettiğini özetleyen Timuri, akıbet 12 senedir herhangi ortak gününü beraberce geçirdiği arkadaşı Zeynep Şirzad'ın ölümüne bağlı şu ifadeleri kullandı:
"Çok elleme ortak kızdı. Her devir mutluydu, gülüyordu. Başarılı ortak hekim iktisap buyurmak istiyordu. Bu ülkenin ortak gururu iktisap buyurmak istiyordu. Bir hekim olup halkına iane buyurmak istediğinden bahsediyordu. Sürekli hedeflerini anlatıyordu. Onların alternatifini bitmeme ettirmekte kararlıyız."
Afganistan'da ölümün sıradanlaştığını dile getiren Timuri, arsıulusal topluluğun ülkedeki hastalıkların çözümüne çelimli dayanaklık buyurmak vermesini istedi.
