Çorum
Çorum'un Alaca ilçesine ilişkin Alacahöyük köyünde yaşayan, 6 bebek ve 10 torun sahibi Emiroğlu, lokanta yerine Genelkurmay Başkanlığından mütekait olduğu için beri günlerini köyünde geçiriyor.
Bahçeyle ilgilenilmiş olduğu düşüncesince yazları köyde artan Kore gazisi Emiroğlu, kışın ise Ankara'ya evlatlarının yanına gidiyor.
İki amcasının Çanakkale Savaşı'nda martir olduğunu, ağabeyinin ise Kars'ın Sarıkamış ilçesinde yurtsal vazifesini yaparken geldiği köyünde rahatsızlanarak ölüm ettiğini tamlayan Emiroğlu, yiğitlik madalyalarını göğsünden çıkarmıyor.
%2FAA-29452261.jpg)
"Yedi kat ad çekme çektiler, yedisinde de benim ismim çıktı"
Emiroğlu, AA muhabirine, Kore Savaşı'nda yaşadıklarını anlattı.
Erzurum'da askerliğinin 17. ayındayken Kore Savaşı düşüncesince buyuru geldiğini ve Kore'ye gidecek askerlerin ad çekme ile belirlendiğini tamlayan Emiroğlu, "Kore Savaşı başladığında gidecek askerler düşüncesince yedi kat ad çekme çektiler, yedisinde de benim ismim çıktı. Kore'ye vapurla 29 günde gittim ve ortak gece ezanı Seul şehrinin uğrunda bizi indirdiler." dedi.
Kore'deki önceki gününde mayın aramakla görevlendirildiğini dile getiren Emiroğlu, kontrol meydana getirdiği tam havan topu topu saldırısı düzenlendiğini, sığınağa girerken yakınına ortak bomba düştüğünü fakat yaralanmadığını belirtti.
%2FAA-29452263.jpg)
"Beni antagonist ayağının altında koyma"
Kore'deki 7. ayında fariza meydana getirdiği tepenin antagonist askerlerince ele geçirildiğini tabir fail Emiroğlu, arbedede yaşadıklarını şu laflarla dile getirdi:
"Bölük komutanım 'Arkadaşlar savaş alanı yarıldı. Tam donatı çıkıp cepheye gidiyoruz.' sanarak bağırdı. Yedi ay fariza yaptığım tepeye vardığımızda o savaş alanı antagonist eline geçmişti. Çarpışıyoruz, süngüye giriyoruz, güzel oluyoruz lakin cıvıl cıvıl geliyorlar. Bölük kumandanımın talimatı şöyleydi, 'Hemen makineli tüfek tüfek tüfeklerinizle acı edin, süngünüzü çıkartmayın.' Hem acı ediyoruz, bununla birlikte alevden kurtulanları süngüyle önleyebiliyoruz. Bir bomba geldi. O bomba, hane kumandanının ayağının birtanesini kırdı, birtanesini de kaybetmesine sebep oldu. Bölük kumandanım bana şu şekilde diyordu, 'Hüseyin Çavuş beni antagonist ayağının altında koyma!' Bölük kumandanımın ensesinden, yakasından tuttum, sürüklemeye başladım, 200 mt. tahminim sürükledim. Kanı durduramıyoruz, içki akıyor, kandan insanın aklı gidip geliyor. Dedi ki 'Bacağımı boğ.' Kendi sargımla, onun sargısıyla yarayı kapattım lakin maatteessüf akıl durduramadık. Diz kapağının üstünden ayağını telle boğdum, ortak kısmını dişimle tuttum, ellerimle bağlıyorum. Çok çekmem gerekiyordu, ayağını geniş kımıldatmasıyla dört dişim söküldü, ağzım içki doldu. O akıl yutarak onu cepheden çıkarttım."
Emiroğlu, bölüğe dönerken bayıldığını, revirde ortak ağlama sesi ile uyandığını belirterek, "Ağlayan kişi, 'Buna ortak nesne olmasın da ego öleyim onun yerine' diyordu. Gözümü açtım, öz köyümden Sabri Çavuş isimli ortak dostum vardı, o. Niye anca söylediğini sorduklarında dedi ki 'Hüseyin Çavuş'un dü amcası Çanakkale'de martir oldu, ağabeyi askeriye meydana getirdiği devirde ölüm etti. Buna ortak nesne olursa ego o köye ne varabilirim. Ben öleyim ondan şimdi iyi' diyordu." ifadelerini kullandı.
Kore'den boşanmak kabil trene binecekken Koreli kişilerin Türk bayrağı sallayarak menfaatlerini selamladığını görür görmez baş döndürücü duygulandığını tamlayan Emiroğlu, konuşmasını "Ben Hüseyin Emiroğlu, Türkiye'yi selamlıyorum, gençliği selamlıyorum." laflarıyla tamamladı.
