Güney Afrikalı down sendromlu artist Türkiye'yi resmediyor

Johannesburg

Beyaz rasist apartheid ile mücadelenin en önde mevrut merkezlerinden Soweto, ülkenin DOĞRU zamanı açısından sembolik ciddiyete cemaat birlikte semt. Ayaklanmalara ve katliamlara oyunluk reşit sokaklarıyla burada Güney Afrika'nın acıklı zamanı yatıyor.

Rejim çeşidinden "siyahi iskan bölgesi" adına nesir edilen bu adlı sanlı "township", dakika çoğunluğu siyahilerden oluşan milyonu epey birlikte nüfusa ev sahipliği yapıyor.

Soweto, bire birlikte sürede Johannesburg'un önde mevrut kültür-sanat merkezlerinden. Müzik ve dansın yaşamın ayrılmaz parçası bulunduğu bu semt, Güney Afrika sanatına dünkü esame kazandırıyor. Sowetolu 25 yaşındaki tabela sanatçısı Alex Maswanganyi de bunlardan biri.

Ressam Maswanganyi, Soweto sokaklarından Türkiye'ye uzanan dayanıklı hayatını AA muhabirine anlattı.

Down sendromu ve ihtisas rahatsızlığıyla dünyaya geldiğini, ailesiz büyüdüğünü ve yaşadıklarının üstesinden, tabela çizerek gelmeyi başardığını tamlayan Maswanganyi, "Geçimimi gelmek düşüncesince sokaklarda tavuk barbekü pişirip satıyorum, arada pentür tebeddülat işlerine gidiyorum, Soweto Kulesi nezaretli yegâne cezaevi teneke barakada oturuyorum ve sadece sanatıma kilitlenmek istiyorum." dedi.

Maswanganyi, bu barakanın rahmet yağdığında ıslanmayacak birlikte köşesinde Yunus Emre ile Nelson Mandela'nın portrelerinin birbirine baktığını belirterek "Yunus Emre'yi barış, muhabbet ve el birliği düşüncesince gürültü vermiş birlikte figür adına nitelendiriyorum ve bu anlamda Yunus Emre ile Nelson Mandela'nın bire birlikte gösterime cemaat bulunduğunu düşünüyorum." niteleyerek konuştu.

"Sahip olduğum yegâne oyun, mermi kalemimle tabela çizebilmekti"

Oldukça serseri birlikte ailede dünyaya geldiğini vurgulayan Maswanganyi, rastgele birlikte eğitimi sıfır babasının, harcamaları karşılayabilmek düşüncesince birlikte soyguna karıştığını anlattı. Maswanganyi, "Bunun düşüncesince kentin alkan ve mal sahibi kesiminin yaşamış bulunduğu banliyölerden birine gitti. Bu, onun önce suçu değildi. Birçok suçtan sabıkalıydı. Yakalandı, tutuklandı." ifadelerini kullandı.

Maswanganyi, babasından birlikte elan sav alamadıklarını, birlikte doktorun görev harcamalarını üslenmesiyle yaşamda kalabildiğini dile getirdi.

Annesinin onu daha 4 yaşlarındayken ablasıyla birlikte teneke gecekonduda ayrılma yazar gittiğini kail Maswanganyi, ev sahibinin kendisini evlatlık edindiğini kaydetti.

Maswanganyi, afiyet vaziyeti dolayısıyla gayrı çocuklarla oynayamadığını belirterek şu biçimde bitmeme etti:

"Kendimi dört başı mamur bu bulunan bitenden uzaklaştıran yegâne şey, tabela çizmekti zira cemaat olduğum yegâne oyun, mermi kalemimle tabela çizebilmekti."

"Türk güzergâh sanatçısı Refik Çarıkçı'dan asliye şeyleri öğrendim"

Maswanganyi, Türk kültürüyle 2019'da Johannesburg'daki Yunus Emre Enstitüsünün (YEE) hüsnühat kursunda tanıştığını belirterek "Aradığım ağırşak buydu lakin tutarı 2 bin rand (2 bin 133 Türk lirası) idi. Bu derece param yoktu. Bunun düşüncesince sağda solda çalıştım lakin bu parayı depo eylemek emeksiz olmadı fakat 4-5 haftada toparlayabildim." dedi.

Bu 6 haftalık kursta Türk güzergâh sanatçısı Refik Çarıkçı'dan kimi asliye şeyleri öğrendikten sonradan Türk kültürüne bulunan ilgisinin arttığını dile getiren Maswanganyi, bundan böyle eserlerinde Türkiye'ye elan baş döndürücü toprak vermeye başladığını söyledi.

Maswanganyi, elan sonradan YEE'de ferdî sergisini açtığını ve eserlerinin baş döndürücü beğenildiğini vurgulayarak şu biçimde bitmeme etti:

"Türk Büyükelçi, resimlerimi baş döndürücü beğendi ve bana Türkiye’ye gidip resimlerimde toprak verdiğim bölgeleri rüyet fırsatını arz eylemek istediğini anlattı lakin vatandaşlığım fark yoktu. Bunu ne yapacaktım? Türkiye’ye ne gidecektim? Onlara bununla ilgilendiren birlikte bilinçlilik söylemedim, birlikte biçimde oldurmaya baktım."

Bunun düşüncesince Nelson Mandela'nın torunu Ndlika Mandela ve Türkiye'nin Pretorya Büyükelçisi Ayşegül Kandaş ile birlikte foto çektirip etiket düşüncesince ilgilendiren kuruluşa gittiğini özetleyen Maswanganyi, "Ben 24 yıl süresince etiket alamadan yaşadım lakin o gün, elimdeki fotoğrafı görevlilere gösterdiğimde aracısız ilgilendiler. Aynı gündüz arasında veladet sertifikamı verdiler, 2 hafta zarfında de kimliğim çıktı." niteleyerek konuştu.

"İstanbul olağanüstüydü"

Maswanganyi, güzeşte ay Türkiye'yi görüşme eylemek düşüncesince yola çıktığında öz mahallesinde dünya dışına çıkan önce eş olduğuna ayraç ederek bu durumun mahallede birlikte "Türkiye gündemi" yarattığını, kişilerin kendisiyle alım çalım duyduğunu söyledi.

Türkiye'de insanlardan görmüş bulunduğu samimiyet, ülfet ve misafirperverlikten çevre baş döndürücü bahtiyar bulunduğunu tamlayan Maswanganyi,"İstanbul olağanüstüydü. Aşırı kalabalık, 20 milyondan birlikte tomar insanoğlu var. Barış, sevgi, zamanı binalar, 24 vakit canlı birlikte şehir, insanoğlu uyumuyor. Sokaklarında tamamen revan bazıları var. Bunu baş döndürücü sevdim ve huzurlu, töhmet yok." değerlendirmesinde bulundu.

Maswanganyi, YEE'de Türkçe kurslarına bitmeme ettiğini belirterek "Gelecekteki hedefim, Türkiye'ye gidip Türkçemi ve sanatımı geliştirmek. Ülkelerimiz arasındaki kültürel bağların kuvvetlenmesine iane eylemek istiyorum." ifadelerini kullandı.