İstanbul
Irak'ın başkenti Bağdat'ın kestirmece 30 kilometre batısında toprak düzlük Ebu Gureyb Cezaevi 2003'te süregelen karışma sırasında Amerika çeşidinden kullanıldı.
Sonradan Bağdat Merkezi Cezaevi adıyla anılan hapishane, 2006'da tamamen Irak hükümetine bırakıldı.
Irak Adalet Bakanlığı, 15 Nisan 2014'te cezaevinin "güvenlik endişelerinden ötürü" kapatıldığını ve bünyesindeki mahkumların bambaşka cezaevlerine nakledildiğini duyurdu.
İki defa ayrımsız cezaevinde kaldı
Ebu Gureyb'de Amerika askerlerinin icra ettiği işkenceler mahkumların hayatında koyu izler bıraktı.
Şu an İstanbul'da tevakkuf fail 51 yaşındaki Iraklı Meşhedani, Ebu Gureyb'deki işkencelerin tanıklarından. Enbar Vilayetine ilişkin Felluce'deki aşiretlerden Meşhedani, evli ve 7 bebek babası.
Meşhedani, Irak'ta evvel şekilde 2005'te tutuklanarak Ebu Gureyb'e gönderilmiş ve ayrımsız sene başıboş bırakılmış. Bir ahir cezaevi tecrübesi ise 4 yıldan hâlâ uzun.
Hasan Abdussettar el-Meşhedani, Ebu Gureyb'de görmüş bulunduğu ve yaşamış bulunduğu acıları AA muhabirine anlattı.
"Kitle imha silahı üreticisiyle suçlandım"
ABD güçlerinin 2005'te ciddi silahlarla evlerine dominant düzenlediğini kail Meşhedani, "Baskın sırasında evde babam ve kardeşimle birlikteydik. Birdenbire patlayıcı yerleştirdikleri kapılar havaya uçtu. Şaşırdık, evvel anda bombalama bulunduğunu düşündük. Patlamadan dakikalar sonradan Amerika askerleri eve girdi. Her odaya kestirmece 30 er girmişti. Ardından benimle baş başa babam ve kardeşimi tutukladılar." dedi.
O sıralar Irak-Ürdün hattında ticari anahtar ve takım ticareti yaptıklarını tamlayan Meşhedani, namına yöneltilen suçlamalarla ilişik şunları söyledi:
"Bizi suçlayacak konkre müşterek obje yoktu. Gözaltı ve evvel ön soruşturmadan sonradan 'kitle imha silahı üreticisi' suçlaması kararıyla tutuklandım. Bu tansık lakin benim okuduklarım bunlardı. Cezaevinde meydana getirilen anket ve işkenceden sonradan da nazar boncuğu obje kanıtlanamadı."
"Tabuta benzeri dolaplar"
İşkencenin hâlâ Ebu Gureyb'e gitmeden başladığını aktaran Meşhedani, "Cezaevine girmeden ilkin tabuta benzeri dolaplar vardı. Ayaklarınızın üstünde durarak uyuduğunuz dolaplar. Bunların zarfında 3 güneş kaldık. Sadece anket düşüncesince çıkarılıyorduk." diyerek konuştu.
Üç güneş sonradan cezevine naklediklerini kail Meşhedani, burada müşterek metrekarelik hücrelere konulduklarını ve nazar boncuğu halde insancasına gereksinimlerini gidermelerine müsaade verilmediğini tabir etti.
"Cezaevine girdiğim evvel 3 güneş nazar boncuğu aşındırmak tatmadım. Psikolojik azap uyguladılar. Dondurucu soğukta, battaniyesiz, elbisesiz, aç... İdrara bile çıkarmadılar, üzerimize itici sular döktüler." diyen Meşhedani, babası ve kardeşinin de ayrımsız muameleye sunulan kaldığını dile getirdi.
"Ebu Gureyb Cezaevi'nde aşırı iri vahşetler yaşandı"
Meşhedani, karışma çağında Ebu Gureyb Cezaevi'nde şahit olduklarını seneler geçse de unutamadığını belirtti. İşkence mağduru Iraklı, şu halde bitmeme etti:
"Ebu Gureyb Cezaevi'nde aşırı iri vahşetler yaşandı. Çadırlar ve beton binalardan oluşan cezaevinde töre dışı ve adamlık dışı manzaralara şehadet edildi. Kış aylarında kıyafetleri çıkartılan tutukluların ilişkin basınçlı su sıkılıyor ve köpekler salıveriliyordu. İçeride yaşanmış bulunan işkencelerin kimilerini yansıtan ışık kareler olmuştu. O kareler gerçektir, koğuş ve anket odalarında yaşanmış bulunan manzaralardır."
Ebu Gureyb Cezaevi'nde azap kararı ahiret yolculuğu haberlerini duyduklarına fakat bunların tecritle gizlendiğine ayraç fail Meşhedani, "Tutuklulardan birisi asap krizi geçirerek yaşamını kaybetti. Yaşananları kaldıramayan insanoğlu vardı, Iraklılar istemedikleri işgale gönül rahatlığı yegâne alternatif bulunan direnişe başvurdu. Hapishaneler de bunlarla dolduruldu, tutuklananların arakçılık yahut töre dışı müşterek kusur fail insanoğlu değildi." ifadelerini kullandı.
Ebu Gureyb Cezaevi'nin, azade müşterek koridora eş koğuşlar halinde müşterek iç hapis binasından oluştuğuna dikkati çekici Meşhedani, "Cezaevinde koalisyonda er şekilde fariza karşılayıcı kişiler, köpekleri tutukluların ilişkin saldırtıyor ve töre dışı hareketlerde bulunuyorlardı. Cezaevinde Iraklı iş birlikçilerin de sebebiyle nice adamlık dışı muameleler gerçekleşti." dedi.
"Tutuklulara azap etmeye teşne insanoğlu gördük"
Meşhedani, 2008'de Irak-ABD kuma operasyonunda baştan tutuklanarak 4 sene ayrımsız cezaevinde tutulduğunu söyledi.
ABD askerlerince meydana getirilen işkencenin aynısına şahit olunca "Irak'ın geldiği halden duyduğu üzüntüyü" dile getiren Meşhedani, tutuklandığında yüklü iş birlikçilerin iftiralarıyla kendilerine bazı suçlamalar yöneltildiğini aktardı.
Söz konusu Iraklı iş birlikçilerin "falanca güneş meydana mevrut patlamadan ilkin bunu orada görmüştüm" ve "falanca ara bulucu bunun maksat aldığını gördüm" şeklindeki iftiralarına karşın nazar boncuğu tez bulunamadığını tamlayan Meşhedani, şunları kaydetti:
"Kanıt bulamadıkları düşüncesince aklanma kararıyla çıktık. Ancak bunlar 4 sene ve 4 ayımıza dünyalık oldu. Orada tutuklulara azap etmeye teşne insanoğlu gördük. O denli heyecan işkenceler ha ki anlatmakta zorlanıyoruz. Tutukluların bedenlerinden parçalar kesildi, bunları gördük ve buna sunulan artan tutuklulara iane etmeye çalıştık. Bundan hâlâ kazalı işkencelere sunulan kalanlar da oldu, birileri ise azap altında dirilik verdi."
"Benim gerçek üzüntüm Irak'tır"
Meşhedani, ABD-Irak güçlerinin kuma hapishanelerinde şahısların aklına gelmeyecek işkenceler sergilendiğini belirterek, "Öldürmeye gelince, 75-100 ferdin tutulduğu koğuşlara dirimlik istediklerini seçerlerdi. Bazen de Iraklı birileri, zat bölgelerinden birinin ismini vererek görevlilerden alır arka gelmeyecek halde götürürlerdi." dedi.
Müslüman şahısların türlü sınavlardan geçebileceği denli ruh bilimsel şekilde da geçmişten kurtulabileceğine dikkati çekici Meşhedani, "Ancak benim gerçek üzüntüm Irak'tır. Üzüntüm Irak ve Iraklılara nazar boncuğu yararları sıfır yozlaşık kesimdir. ABD'nin yüklü iş birlikçileri hem şahısların yaşamını tıpkı zamanda ülkeyi hortumladı." diyerek konuştu.
ABD yönetimi, Saddam Hüseyin diyetinin yığın imha silahlarına eş bulunduğu nedeni öne sürülerek Mart 2003'te Irak'ı karışma etmişti.
