Zonguldak
İsmini üretildiği ilçeden alan, esneme yeteneğine sahip, kırılmaya dayanaklı kızılcık ağacından yapıldığı düşüncesince sağlamlığıyla yeğleme edilen Devrek bastonu, makineli tüfek tüfek üretimin yaygınlaştığı bu zamanda hemen 10 usta kabilinden el işçiliğiyle üretiliyor.
Geleneksel el sanatını Devrek'te yürütme etmeyi sürdüren ustalardan bir tanesi de 50 yaşındaki Çetin Karabaş, mesleğini 34 senedir Yeni Mahalle'deki ustasından kalma atölyede sürdürüyor.
Binbir zahmetle kızılcık ağacı dallarını ayrışık motiflerle fail Karabaş'ın kezzapla renklendirilen yılan, kurt, at, arslan ve kartal çivi Devrek bastonları hususi uyanıklık görüyor.
Yetiştirecek çırak bulamamanın üzüntüsünü canlı Karabaş, alakanın azaldığı mesleğini doğacak kuşaklara aktarmayı arzuluyor.
"Elde yaptığımızdan bire birlikte bastondan dü adet ika şansımız olmuyor"
Evli ve 2 bebek babası Çetin Karabaş, AA muhabirine, Devrek bastonunun kızılcık ağacının dalından yapıldığını aktararak, "Kızılcık ağacının niteliği ise lifli direk olduğu için çevre esneme yeteneğine sahip, kırılmaya dayanabilen dallardır. Bu sebepten dolayı bastonumuzu ne denli inceltirsek inceltelim kullanmaya müsaittir. Tamamen elde yaptığımızdan çevre bire birlikte bastondan dü adet ika şansımız olmuyor. Her baston müşteriye özel, biricik kendisine mamul oluyor." dedi.
Karabaş, Devrek bastonuna rağbetin birlikte tomar bulunduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
"Satışlarda başağrısı çekmiyoruz, genel anlamda üretim sorunu çekiyoruz. Çektiğimiz en şişman sıkıntı, öge bulamamak. Çırak bulmada baş döndürücü çile çekiyoruz. Mesleği biz yaygınlaştıramıyoruz. Niye? Çünkü bu çırak bulamamaktan kaynaklanıyor. Burada biricik çalışıyorum, bu nedenle fuarlara, etkinliklere gidemiyorum. Devrek bastonunun tanıtımında birlikte tomar katkım olamıyor. Bir yere gittiğim devir atölyeyi kapatıp değerlendirmek durumunda kalıyorum. Bu da öge bulamamaktan kaynaklanıyor. Atölyeye başladığımda 45-50 dost çalışıyorduk, şu an biricik çalışıyorum. Böyle giderse sistem unutulacak."
Üniversiteden gelen 20-25 yaşındaki birlikte insana pedagoji bilimi veremeyeceklerini, yamaklık yaptıramayacaklarını tamlayan Karabaş, ekmeğini bu işten kazandığını, çocuklarını bu sayede yetiştirdiğini kaydetti.
Karabaş, atölyenin başkalarına da aş kapısı olabileceğine ayraç ederek, mesleği gençlere öğretip doğacak kuşaklara aktarmanın en şişman arzusu bulunduğunu vurguladı.
