Erzurum
Türkiye Uzay Ajansı (TUA) Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım, AA muhabirine, Türkiye'nin, "Milli Uzay Programı"nın açıklanmasından sonradan füze sektöründe, peyk imalinde ve gök araçları dair ağır adımlar attığını söyledi.
Uzay Ajansı kurulmadan evvela peyk imalatı dair Türkiye'nin nice nesne yaptığını ve bazısı yetenekler kazandığını özetleyen Yıldırım, "Şimdi bazısı uyduları şişman yerlilik oranıyla yapıyoruz ve az buçuk arka kaldığımız füze teknolojilerinde hızlanma sağladık. ROKETSAN'ın geliştirdiği roketler uzaya ulaştı ve son onama edilen 100 kilometreyi geçerek 136 kilometreye derece çıktı. Delta V firmasının geliştirdiği melez füze motorumuz da gök sınırına derece yükseldi. Dolayısıyla uzaya muvasala dair müşterek evolüsyon içerisindeyiz." niteleyerek konuştu.
"Ay projemiz mihenk taşı taşıdır"
Yıldırım, baş döndürücü çalışıp dünyayla bulunan mesafenin kapatılması icap ettiğini aktararak, şunları dile getirdi:
"Bizim Ay misyonumuz, projemiz ve amacımız bu mevzuda baş döndürücü ehemmiyetli müşterek mihenk taşı taşıdır. Çünkü burada füze teknolojisi ve gök uzlaştırıcı imalatı gelişecek ve bunların kullanması dair baş döndürücü deneme kazanacağız. Bizim esas Ay programımız 2029'da Ay'a tatlı gerileyiş muktedir kızarmak ve daha sonra ilmî gezen aracımızı Ay'ın yüzeyine indirmek, dolaştırmak, bilim almak istiyoruz. Bunu evvela seferinde gerçekleştirmek baş döndürücü zor. Çünkü on paralık yapmadığımız müşterek iş. O nedenden dolayı dü sene içinde gerçekleştireceğiz dediğimiz müşterek boşluk misyonumuz var. Şu anda emekleri baş döndürücü aceleci halde bitmeme ediyor. Nihai dizayn en müşterek tomar 3 ay içinde tamam olacak ve gök aracının imalatına geçeceğiz. Bu taşıt insansız yek kişi motorumuzu kullanarak Ay'a ulaşacak müşterek taşıt olacak. Dolayısıyla Türkiye bunu evvela el başarmakla dünyada bunu yapabilen baş döndürücü beş altı iklim arasına girmiş olacak. Müthiş müşterek teknolojik sıçrama ve dobra şeyler olmakta diyebiliriz."
İlk hedefin Ay'a iktiran etmek ve gitmeyi bellemek bulunduğunu vurgulayan Yıldırım, bunun Türkiye'de on paralık yapılmadığını, bilinmediğini ve yaparak öğrenileceğini kaydetti.
Yıldırım, evvela adımın baş döndürücü ehemmiyetli bulunduğunu bildirerek, "Geliştirdiğimiz melez füze motorumuzu uzayda ateşledikten sonradan üç güneş sürecek müşterek seyahate başlayacağız ve nice data toplayacağız. Yakın uydularımızla haberleşiyoruz, onların verilerini indiriyoruz, gönderiyoruz yek koyu misyonu on paralık yapılmadığı düşüncesince bu da evvela el olacak. Dünya'nın mıknatısi bölgeyi dışına çıkılacak. Bu ehemmiyetli müşterek şey. Bunların bütünü bizim baş döndürücü deneme kazanacağımız sahalar ve böylecene Ay'a ulaşacağız, Ay'ın yörüngesine girişi deneyeceğiz. Bunda kalburüstü olursak yörüngede müşterek müddet kalacağız." ifadelerini kullandı.
"Türkiye uzayda iktisap etmek zorunda, eğer olmazsa kaybeder"
Türkiye'nin uzaydaki haklarını koruyabilmek düşüncesince oralarda olması icap ettiğini vurgulayan Yıldırım, şöyleki bitmeme etti:
"Ay'a gidebilmenin bizlere katacağı teknolojik kazanımları baş döndürücü ehemmiyetli ve Türkiye'yi sıçratacak müşterek iş yek bunun haricinde türel kazanımlarımız da olacak. Ay misyonumuzun Türkiye'nin gök hukukunu geliştirmek, kuvvetlendirme edebilmek ve haklarımızın kaybolmadan alınmasını gelmek kabil müşterek yönü de var. Ay nice bakımdan baş döndürücü ehemmiyetli merkez. Uzay çalışmalarının haricinde erke elde etmek, Dünya'daki bazısı eşsiz arazi elementlerinin bulunacağı, elden Ay'da değil nice âlem cisminden bunların gerçekleştirme edileceği eyyam geliyor. Ayrıca 3-5 sene içinde uzayda istihsal yapılmaya başlandığını göreceğiz. Türkiye buralarda iktisap etmek zorunda, eğer olmazsa kaybeder. Onun düşüncesince bugün bu adımları atmamız lazım. Bunlar gösteriş değil, ihtiyaç."
Yıldırım, gök endüstrisi ile savunma sektörünün birbirleriyle bağlantılı mevzular bulunduğunu belirtti.
"Türkiye dünyayla rakiplik edebilir seviyeye geldi"
Türkiye'nin savunma sanayisinde baş döndürücü ağır atak ve adım yaptığına yer veren Yıldırım, "Türkiye hem uygulayım bilimi kazanmıştır aynı zamanda mahsulat geliştirildi. Birçok ürünün ihracı fark başladı. Yani nice mevzuda dünyayla rakiplik edebilir müşterek seviyeye geldi." dedi.
Yıldırım, arka kalınan bazısı mevzularda gelişmelerin bitmeme ettiğini bildirerek, şunları tabir etti:
"Bazı teknolojiler ulusal uygulayım bilimi hamlesi kapsamında millileştiriliyor ancak dört başı mamur bunlar gök sistemleri eğer olmazsa az kalacak. Çünkü savunma sistemleri de müdahale dört başı mamur çağcıl sistemler uzaydan almış olduğu sinyaller, bilgiler ve verilerle çalışıyor, alternatifini ve hedefini anca buluyor, önünü anca görebiliyor, nerde bulunduğunu anca anlayabiliyor. Bütün bunları düşündüğümüz devir gök sistemleri eğer olmazsa yada az kalırsa Türkiye'nin savunma sanayisinde meydana getirdiği bilyon dolarlık yatırımlar az kalacak. Bu yatırımların muhtemelen müşterek miktarı gök sistemlerine harcanmalı ve bu tüketicilere yönlendirilmeli ki mütemmim etmen bulunan bu ikisinin birleşimi baş döndürücü henüz efdal sinerjiyle ülkemize baş döndürücü nesne kazandırsın. Yoksa bağımlılığımız bitmeme eder."
Gençlerin uzayı hayatlarına sokmalarını ve uzaydaki gelişmelere uyarınca menfaatlerini geliştirmelerini talip Yıldırım, geleceğin uzayda bulunduğunu laflarına ekledi.