Yozgat
Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Çiğdem Kader, kenelerin etmen bulunduğu Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının şahıslara kenenin tutunmasının yanı sıra hayvanların koku ve cisim sıvılarıyla da bulaşabildiğini söyledi.
Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde gazetecilere bilim verici Kader, bahar ve güz aylarında hâlâ koyu tanıdık kene olaylarına hakkında uyarılarda bulundu.
Kader, hastalığın, kenelerin taşımış bulunduğu virüsten kaynaklandığını belirterek, şöyleki konuştu:
"Hastalık şahıslara kenenin tutunması kararında bulaşıyor. Aynı sürede hayvanların koku ve cisim sıvılarıyla yahut salgılarıyla da bulaşabiliyor. Bizim hastalarımızın birçoğunda kene tutunma öyküsü olmuyor lakin konularında kesinlikle hayvancılıkla uğraşma, hayvanlarla birlikte halde değini oluyor. KKKA hastalığı ölüme derece ilerleyebilen, er tanılama yapıldığında otama edilebilen, dayanak noktası tedavisiyle yaşamda kalınabilen birlikte hastalık. Geç kalındığında ölüme varabilen klinik neticeleri bulunan birlikte hastalık."
Kader, KKKA hastalığının halsizlik, faziletkâr ateş, gücenme denli umumi enfeksiyon belirtileriyle başladığını anlatarak, "İleri çağda kanamayla seyreden yayılmış iç örgen kanamalarıyla seyreden, örgen yetmezliklerine kere açan ağır birlikte hastalığa dönüşüyor. Tam kendisine birlikte tedavisi yok, dayanak noktası tedavisi yapılıyor. Aynı sürede örgen yetmezliklerine müteveccih dayanak noktası tedavisi veriyoruz." niteleyerek konuştu.
Risk grubunda bulunan vatandaşların örtüsüz elle hayvanlara değini etmemelerini, vücuda yapışan keneyi patlatmamalarını, kenenin ilişkin içki yahut ayrıksı birlikte bap damlatmamalarını öneren Kader, çıkarılan kenelerin de içki ve çamaşır suyu bulunan sert konulup ağzı kapatılarak çöpe atılması tavsiyesinde bulundu.
Yozgat'ta KKKA hastalığı kuşkusuyla dü vakanın otama altında bulunduğunu aktaran Kader, şunları kaydetti:
"Biri kesin, ötekisi hâlâ kararı çıkmamış lakin klinik bulguları uyan dü eş hastamız var. İkisinde de kene tutunma öyküsü yok. Kesin bulunan vakanın hayvancılıkla çarpışma öyküsü var. Muhtemelen hayvanların koku ve cisim sıvılarıyla örtüsüz elle temasıyla bulaştığını düşünüyoruz. Bazen de kene tutunuyor ve anestezik birlikte bap salgılıyor, insanoğlu hissetmiyor, doyunca kendini bırakıyor, hakeza de sirayet olabiliyor. Diğer hastamız ise kesimevi çalışanı, mesleği nedeniyle riziko grubunda."
Hastalardan 51 yaşındaki Yüksel Şahbaz da tarlaya gittiğinde bezginlik hissettiğini belirterek, "Halsizlik, başlangıç ağrısı, acı meydana geldi. Eve geldim, ordan da hastaneye gittim, kene teşhisi koydular. Vücudumda kene görmedim. Hayvanlarla uğraşırken sıvanmış olabilir, bilincinde değildim. Çıplak elle kimesne keneye dokunmasın. Hayvanların bakımını eldivenli yapın." dedi.